PLAKASI : 08
İLÇELERİ : Merkez, Ardanuç, Arhavi, Borçka, Hopa, Kemalpaşa, Murgul, Şavşat, Yusufeli
HAVAALANI : Rize - Artvin Havalimanı
BÖLGE : Karadeniz
GENEL BİLGİLER : Artvin, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nin Doğu Karadeniz Bölümü'nde yer alan, Karadeniz'e kıyısı bulunan bir ildir. 2019 Yılı verilerine göre nüfusu 170.875'dir. Coğrafi ve kültürel yapısıyla Anadolu'nun diğer bölgelerinden keskin çizgilerle ayrılır. Yüzey şekilleri çok engebelidir. İklim çeşitliliği fazladır. İlin en önemli akarsuyu, 1956 yılına kadar adını veren Çoruh Nehri'dir. Artvin boğalarıyla meşhur bir il olup simgesi boğadır. Artvin il topraklarının yaklaşık %55'ini ormanlık alanlar kaplamıştır. Murgul'da bakır madeni vardır. Tarihte genellikle Livane ve Çoruh adıyla bilinir. Artvin il nüfusunu Gürcüler, Hemşinliler, Türkler ve Lazlar oluşturur.
Ayrıca millî parklarıyla da ünlüdür. Şavşat ilçesinde bulunan Karagöl Sahara Millî Parkı içerisinde bulunan Şavşat-Karagöl ve Borçka-Karagöl turistik yerlerden bazılarıdır. Efeler-Gorgit Tabiatı Koruma Alanı esas olmak üzere Camili yöresi Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü tarafından biyosfer rezerv alanı olarak belirlenen Türkiye'deki tek bölgedir ve bir dünya mirası olarak görülmektedir.
İlin bir önceki adı Çoruh olup, TBMM'nde kabul edilen 17 Şubat 1956 tarih ve 6668 sayılı kanunla Artvin olmuştur.
KOMŞU İLLER : Doğusunda Ardahan, güneyinde Erzurum, batısında Rize, Kuzeyinde Gürcistan ile komşudur. Kuzey-batısında Karadeniz vardır ve kıyı uzunluğu 34 km’dir.
TARİHİ VE COĞRAFYASI
Geçmişte Çoroksi, Çorok, Kollehis ve Klarceti, Osmanlı Döneminde ise Livane olarak bilinen Artvin’in bu ismini nereden aldığı ve hangi tarihten itibaren kullanıldığı tam olarak bilinmemektedir. İlk adları Çoruh Irmağı ile ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Artvin’in tarihsel geçmişi Şavşat’ın Meşeli ve Yusufeli’nin Demirköy yakınlarında bulunan bakır baltalara dayandırılarak M.Ö. 3000’li yıllara “Tunç Çağı” na indirgenmektedir. M.Ö.4. Yüzyılda bölgeden geçen Ksenophon’a göre Artvin ve çevresinde Kolkhlar, Makaronlar ve Taoklar gibi birçok kavimlerin yaşadığı doğrulanmaktadır. M.Ö.1.yy'da yaşayan Çoğrafyacı Strabon Roma’nın Anadolu’daki hakimiyeti sırasında Artvin ve yöresinin yerel krallıklar hakimiyetinde olduğunu belirtmektedir. Bundan sonra Aksaklı ve Sasan yönetiminde kalan Artvin, Ortaçağ dönemi ile birlikte Bizans’ın himayesinde Bagratlı Krallığı’nın yönetiminde kalmıştır. 1015 tarihi itibari ile başlayan Selçuklu Seferleri 12.yy'da Saltuklularla pekiştirilmeye çalışılmıştır. Moğol istilasının ardından İlhanlılar’ın kontrolünde Çıldır Atabeklerinin yönetiminde Timur, Karakoyunlu, Akkoyunlu ve Safevi gibi Türk devletlerinin himayesinde bulunmuştur.
Yavuz Sultan Selim zamanında başlayan Osmanlı Egemenliği, Kanuni Sultan Süleyman dönemi Erzurum Beylerinden İskender Paşa’nın 1551’de Atabekler’in başkenti durumundaki Ardanuç Kalesini fethetmesi ile tamamlanmıştır. Osmanlı döneminde Hopa ve Borçka; Trabzon’a, Artvin, Ardanuç ve Yusufeli; merkezi Ahıska olan Çıldır Eyaleti’ne bağlı olarak yönetilmiştir. 1828’de Osmanlılar’ın Ruslar’a yenilmesi sonucu Çıldır kaybedilince buraya bağlı birimler Erzurum Eyaleti’ne dahil edilmiştir. 1877-1878 Savaşı sonucunda 3 Mart 1878’de imzalanan Ayastafanos Anlaşması gereği o zaman Batum Liva’sına bağlı Artvin, Ardanuç, Borçka, Şavşat ve Hopa’nın Kemalpaşa bucağı savaş tazminatı olarak Ruslar’a terkedilmiştir. 3 Mart 1918’de imzalanan Brest-Litovsk Antlaşması gereğince Ruslar Artvin topraklarından çekilmişlerdir. Peşine İngilizler’in ve Gürcüler’in geçici işgalleri olmuşsa da T.B.M.M.’nin girişimleri sonucu 23 Şubat 1921’de Artvin Anavatana kavuşmuştur. 16 Mart 1921’de imzalanan Moskova Antlaşması ile bu durum kesinlik kazanmıştır.
7 temmuz 1921’de sancak olarak kurulan Artvin, 24 Nisan 1924’de İl’e dönüşmüştür.
İl merkezi; Osmanlı Devleti sınırları dahilinde olduğu 1878 yılına kadar Trabzon vilayetine bağlı Batum Sancağı’nın “Livana Kazası” merkezi olarak kalmıştır.
Merkez ilçeye bağlı 36 köy bulunmaktadır.
FESTİVALLER
Artvin, her yaz dönemi birçok farklı festivale ev sahipliği yapar. Bunlar arasında en bilinenlerden biri, Artvin Kültür ve Sanat Festivali'dir. Bu festival, her yıl temmuz ayında düzenlenir ve çeşitli etkinliklerle doludur. Müzik konserleri, sergiler ve geleneksel oyunlar, bu festivali özel kılar. Yerli sanatçılar ve gruplar, festivalde sahne alarak geleneksel müziği ve sanatı tanıtır. Bu tür organizasyonlar, bölgenin kültürel mirasını korumak adına büyük bir öneme sahiptir.
Bir diğer önemli festival ise Borçka Melen Yaylası Şenlikleri'dir. Bu festival, doğanın sunduğu güzelliklerle birlikte düzenlenir. Katılımcılar, doğa yürüyüşleri yapar, yerel yemeklerin tadına bakar ve yerel halkla etkileşim kurar. Melen Yaylası'ndaki bu şenlik, doğaseverler için eşsiz bir fırsattır. Yerel el sanatları sergileri, ziyaretçilere Artvin'in geleneklerini yakından tanıma imkanı sunar. Her yıl katılımın artması, bu etkinliğin ne denli ilgi çekici olduğunu gösterir.
Kafkasör Yaylası Boğa Güreşleri Festivali, Artvin’in Kafkasör Yaylası’nda düzenlenen ve bölgenin en köklü geleneklerinden biri olan boğa güreşlerini izleme fırsatı sunan bir festivaldir. Her yıl düzenlenen bu etkinlik, hem yerli halk hem de turistler için büyük bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Boğaların meydanda mücadele ettiği bu festival, yalnızca bir güreş müsabakası değil, aynı zamanda kültürel bir paylaşım, eğlence ve toplumsal dayanışma geleneği olarak da öne çıkar.
Artvin festivallerinde geleneksel performanslar önemli bir yer tutar. Yerel müzik grupları ve dans toplulukları, zengin kültürü tanıtmak adına sahne alır. Özellikle "horon" adı verilen geleneksel dans, festivallerin vazgeçilmez bir parçasıdır. Katılımcılar, bu coşkulu dans ile eğlencenin tadını çıkarır. Dernekler ve yerel sanatçılar, bu dansları yaşatmak için büyük çaba gösterir. Horon, sadece bir dans değil, aynı zamanda toplumu bir araya getiren önemli bir ritüeldir.
Festivallerde ayrıca yöresel yemekler de büyük bir ilgi görür. Yerel mutfağın zenginliği, festivallerde tadım amaçlı sunulur. Mısır ekmeği, kıvratma ve çeşitli otlardan yapılan yemekler oldukça popülerdir. Gastronomik açıdan zengin etkinliklerde, katılımcılar yöresel lezzetleri deneyimleme fırsatı bulur. Bu yemeklerin hazırlanışı, yerel geleneklerin bir yansımasıdır. Her bir festival, farklı tatlar sunarak, misafirlerin damak zevkine hitap eder.
Artvin'deki festivaller, yalnızca kültürel bir etkinlik değil, aynı zamanda ekonomik bir katkı sağlar. Her yıl düzenlenen bu organizasyonlar, yerel ekonomiyi canlandırma potansiyeline sahiptir. Yerel işletmeler, festival döneminde artan ziyaretçi sayısından faydalanır. Otel, restoran ve hediyelik eşya satışları, bu dönemde önemli ölçüde artar. Ekonomik anlamda sağlanan bu katkılar, bölgenin kalkınmasına katkıda bulunur.
Festivallerin bir diğer ekonomik etkisi ise istihdam yaratılmasıdır. Yerel halk, etkinlikler için çeşitli görevlerde çalışarak gelir elde eder. Bu durum, yerel toplumun ekonomik olarak güçlenmesine yardımcı olur. Gençler, festival organizasyonunda görev alarak, yeni beceriler kazanır. Özellikle turizm sektöründe elde edilen gelirler, bölgenin sürdürülebilir kalkınmasına katkı sağlar. Festivallerin sağladığı bu etkiler, Artvin’in geleceği açısından büyük önem taşır.
Artvin Kültür ve Sanat Festivali
Borçka Melen Yaylası Şenlikleri
Çoruh Nehri Festivali
Yayla Şenlikleri
Kafkasör Yaylası Boğa Güreşleri Festivali
GEZİ REHBERİ
1. Hatilla Vadisi
Gerek ilginç jeolojik ve jeomorfolojik yapısı, gerekse özgün bitki topluluğu, Hatila Vadisi’ne ülkemizde nadir rastlanan bir alan olma özelliğini vermektedir. Ayrıca bu doğal öğelerin bileşimi peyzaj güzellikleri ortaya çıkarmakta ve zengin rekreasyonel potansiyel arz etmektedir. Hatila Vadisi Milli Park sahası, merkez ilçe sınırları içerisinde, Hatila Vadisi'ndeki Hatila Deresi ve birçok yan derelerini içerir. Vadi boyunca değişik kayaç türleri görülmekle birlikte, bu kayaçların hemen hepsi derinlik volkanizmasının ürünüdür.
Hatila Vadisi'nin genel karakteri; V tipi, dartabanlı, genç vadi özelliğindedir. Vadi boyunca litolojik farklılıklardan kaynaklanan eğim kırıkları ortaya çıkmıştır. Bu eğim kırıkları, akarsuda şelalelerin oluşumunu sağlamıştır. Vadi yatağının derine aşınmasının, yana doğru açılımından daha kuvvetli olmasından dolayı vadi yamaçlarının eğimi yüzde 80 hatta kimi kesimlerde yüzde 100'e ulaşır. Yamaçların gerek fiziksel parçalanma ve kütle hareketleri gerekse yan dere ve heyelanlarla işlenmesi sonucu vadide çok haşin bir topografya ortaya çıkmıştır. Bu topografya, vadinin orta kesimlerinde kanyon ve boğaz oluşumunu sağlamıştır.
Vadinin orta ve yukarı ağzında çok zengin ve yoğun olan ve jetatif örtü; bünyesinde çok çeşitli bitki türlerini barındırmaktadır. Sahada 530 çeşit bitki türü mevcuttur. Bunlardan 85 adedi relik-endemik türdür. Bitki türlerinden 50 civarındaki türler ilaç sanayiinde kullanılan bitkilerdir. (Özgür Eminağaoğlu.) Sahada bulunan bitki türlerinden bazıları, ağaç olarak; Ladin, Göknar, Sarıçam,Kayın, Gürgen, Kızılağaç, Meşe, Alıç, Karaağaç, Akçaağaç, Kavak, Kestane, Porsuk ve Ihlamur, Ağaççık olarak; Orman gülü, Fındık, Şimşir, Karayemiş, Üvez, Çalı Olarak; Yaban Gülü, Böğürtlen, Ayı Üzümü, Otsu Bitkiler Olarak da; Çoban Püskülü, Çilek, Eğrelti Otu, Kekik, Mürver ve ısırgan türleri bulunmaktadır.
Hayvan Türleri Olarak; Memeli Hayvanlardan Dağ keçisi, Sincap, Sansar, Ayı, Domuz, Kurt, Tilki, Tavşan, Çakal, Ceylan, Kuş Türlerinden; Dağ Horozu, Keklik, Serçe, Ağaçkakan, Karatavuk, Atmaca, Bıldırcın, Doğan; Balık Türlerinden; Alabalık ve Sürüngenlerden; Kertenkele, yılan ve Kaplumbağa türleri bulunmaktadır.
2. Cehennem Deresi Kanyonu
Cehennem Deresi Kanyonu, Ardanuç ilçe merkezinin 7 kilometre kuzeybatısında ve Artvin-Ardanuç karayolunun 25'inci kilometresinde bulunmaktadır. Dünyadaki sayılı kanyon vadileri arasında yer alır.
Cehennem Deresi tipik bir kanyon vadidir. 500 metre uzunluğunda, 70 metre genişliğinde ve 6 metre derinliğindedir. Ardanuç suyuna açılmaktadır.
Kanyona gitmek için bazı taşlı ve dik patikaları takip etmeniz, tek kişinin bile zor sığacağı yollardan geçmeniz gerekir. Hatta aralıklardan tek tek geçerken, orada yaşamını sürdüren canlıların olası saldırılarından korunmak için bir sopa veya zil ile gürültü çıkarmak gerekir.
3. Şavşat Karagöl
Şavşat İlçesi'ne 25 kilometre uzaklıkta olup, Sahara Karagöl Milli Parkı içindedir. Kamp ve Karavan Turizmi için ildeki en uygun yerlerdendir. Göl kenarında özel sektör tarafından işletilen 20 kişilik konaklama tesisi bulunmaktadır.
4. Mençuna Şelalesi
Mençuna Şelalesi, Artvin’in Arhavi ilçesinde Ortacalar Köyü'ndeki Çifteköprü yakınındadır.
Mençuna Şelalesi, siyah kayalıklar üzerinden süzülen bembeyaz ve tertemiz sularıyla büyüleyici güzellikler sunuyor. Kar sularının eridiği nisan ve mayıs aylarında çok daha hızlı bir şekilde akmaya başlayan Mençuna Şelalesi, ilçeye 15 km mesafede bulunuyor.
Şelaleye varmak için Çifteköprüden Küçükköy'e giden yola girilir. Yolun dereden ayrıldığı noktadan itibaren köy yolu terkedilir ve dere takip edilir. Araçla yaklaşık 20 dakika süren kısa bir yolculuktan sonra yolun kalanına yaya olarak devam edilir. Asma köprüden karşıya geçildikten sonra gene 20 dakika süren bir tırmanışın ardından Mençuna Şelalesine ulaşılır.
Şahsi aracınız ile kolaylıkla ulaşım sağlayabileceğiniz Mençuna Şelalesi; unutulmaz manzaralar sunuyor olmasının yanı sıra etrafında yeme içme ihtiyaçlarınızı karşılayacağınız kafe ve mesire alanları da bulunduruyor. Doğa fotoğrafçılığı için de tercih edeceğiniz alanda tuvalet ve mescit gibi farklı ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz ortak alanlar da bulunuyor.
5. Atatepe - Atatürk Heykeli
22 metre yüksekliğinde 60 ton ağırlığındaki Artvin Atatürk Heykeli, Sıtkı Kahvecioğlu Vakfı tarafından yaptırılmıştır. Heykel, Atatürk'ün Dumlupınar'da kayaların üzerinde yürüdüğü anı canlandırmaktadır. Dünyanın en büyük Atatürk heykeli olma özelliğini taşımaktadır. Ayrıca heykelin yanında 60 metre direk uzunluğuna sahip, 216 metrekarelik bir Türk bayrağı dalgalanmaktadır.
6. Ortacalar Çifte Köprüler
18'nci yüzyılda yapıldığı tahmin edilen Ortacalar Kemer Köprüleri, Arhavi ilçesinin Ortacalar Köyü´ne 2,5 kilometre mesafede, Küçükköy ve Arılı yol ayrımında birbirine dik olacak şekilde planlanmıştır. İki köprü de birbirine benzemektedir ve tek gözden oluşmaktadır. Yolları düz değil, eğimlidir.
7. Bilbilan Yaylası
Karanlık meşe ve Yalnızçam dağları ile kaplı ve Ardahan ile hudut olan meşhur Bilbilan yaylası, yöre insanının yaylacılık geleneğini sürdürdüğü yaylalardandır. Ardanuç ilçesinden doğuya 51 km. stabilize yolla veya Şavşat-Ardahan üzerinden ulaşmak mümkündür. Yaylada her Cumartesi günleri Pazar kurulmaktadır. Kurulun bu pazarda, gıda ve ihtiyaç maddeleri alım-satımı yapılmakta ve canlı hayvan borsası kurulmaktadır.
8. Camili Biyosfer Rezerv Alanı
Biyosfer Rezervi; Uluslararası öneme sahip ve UNESCO’nun İnsan ve Biyosfer Programı içerisinde yer alan karasal ve/veya kıyı ekosistemlerine sahip yerlerdir. Biyosfer rezervleri biyolojik çeşitliliğin korunması, ekonomik kalkınma ve kültürel değerlerin devamlılığı arasındaki çatışmaların sürdürülebilir bir şekilde çözülmesi yaklaşımıdır. Bu amaç çerçevesinde çeşitli uygulamaların denendiği, seçildiği, sunulduğu ve geliştirildiği alanlardır. Dünyada 102 ülkede 507 biyosfer rezervi bulunmaktadır. En çok biyosfer rezervi bulunan ülkeler; 47 biyosfer rezerviyle Amerika Birleşik Devletleri, 38 biyosfer rezerviyle Rusya Federasyonu, 37 biyosfer rezerviyle İspanya ve 26 biyosfer rezerviyle Çin Halk Cumhuriyetidir.
Camili; Conservation International, Dünya Bankası ve Küresel Çevre Fonu tarafından belirlenen biyolojik açıdan zengin ve tehdit altında olan dünyadaki 25 karasal ekolojik bölgeden birinde yer alır. Ayrıca Camili Türkiye’de belirlenmiş olan 122 önemli bitki alanından birisi olan “Karçal Dağları Önemli Bitki Alanı”nın da bir parçasıdır. Camili havzası, Kafkas Ekolojik Bölgesi içerisinde WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) tarafından uygulanan “Yüksek Koruma Değerli Ormanlar Projesi” kapsamında WWF tarafından izlenmektedir. Camili, saf Kafkas arı ırkının varlığını sürdürdüğü bir alandır. Ayrıca, Camili Batı Palearktik bölgedeki en önemli süzülen kuş göç yollarından birisi üzerinde bulunduğu için küresel öneme sahiptir. Saha ayrıca, Doğu Karadeniz Dağları Önemli Kuş Alanı (ÖKA) ve Karçal Dağları Önemli Kuş Alanı içinde yer almaktadır. Alpin çayırlıklarda yaşayan ve aynı zamanda Kafkasya endemikleri olan ur keklik (Tetraogallus caucasicus) ve huş tavuğunun (Tetrao mlokosiewiczi) varlığı sağlıklı habitatların göstergesidir.
Bölgede kaya kartalı (Aquila chrysaetus), kara akbaba (Aegypus monachus) ve gökdoğan (Falco peregrinus) gibi önemli yırtıcı türlerine de rastlanır. Bunlar, bölgenin Uluslararası Kuşları Koruma Konseyi (BirdLife International) tarafından, dünya üzerinde korunmada öncelikli 217 alandan biri olarak seçilmesindeki nedenlerden birkaçıdır.
Son yıllarda yapılan çalışmalar, alanın temel göç yollarından birinin üzerinde olması, ılıman kuşak orman biyomu türleri ve dağ alpin biyomu türleri barındırması nedeniyle başlı başına bir ÖKA olma potansiyeli olduğunu göstermektedir. Biyosfer rezervinde bulunan Efeler ve Golgit Tabiatı Koruma Alanları mutlak koruma zonu içerisinde yer almaktadır. Camili havzasında 6 köy bulunmaktadır ve bu altı köyde sürekli yaşayan insan sayısı yaklaşık 300 hane ile 1200'ün üzerindedir. Yöre insanının başlıca geçim kaynakları fındık üretimi başta olmak üzere tarım ve hayvancılıktır. Bunlara son yıllarda gelişen turizm faaliyetleri ve ana arı ve bal üretimiyle şekillenen arıcılık da eklenebilir.
Türkiye’nin ilk ve öncü biyosfer rezervi olan Camili Biyosfer Rezervi’nde 2000 yılından bu yana Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Küresel Çevre Fonu (GEF) desteği ve hibe katkısıyla “Biyolojik Çeşitlilik ve Doğal Kaynak Yönetimi” Projesi yürütülmektedir.
9. Artvin Kalesi
Artvin Çayağzı Mahallesi içerisinde bulunmaktadır. Erzurum–Samsun karayolunun Artvin şehir merkezine çıkış sağlayan noktasında, Çoruh Nehri üzerinde bulunan Artvin Köprüsü’nün karşı yanında, ırmak tabanından 70 metre yükseklikte ana kayaya bağlanmış konumdadır. Kale içerisinde sarnıç ve şapel kalıntıları bulunmaktadır. Çoruh Nehri kıyısında Artvin şehrinin girişindeki bu kale, Bagrat (Gürcü) Kralı Büyük Oşet tarafından 937’de yaptırılmıştır. Kalenin eski ismi Livana'dır.
Bu kalenin kalıntıları üzerine VI. yüzyılda Osmanlılar yeni bir kale yaptırmış ve çeşitli dönemlerde de onarılmıştır. Küçük bir kale olup, kente girişi kontrol altında tutmaktadır. 2004 yılında restorasyonu yapılmış ve 2012 yılı içerisinde de kalenin ışıklandırma projesi tamamlanmıştır. Askeri Bölge içerisinde yer aldığından, nizamiyeye bilgi verip, bir asker refakatihnde ziyaret edilebilmektedir.
10. Borçka Karagöl
1800'lü yıllarda bugünkü Klaskur Yaylası'nın yakınında bulunan bir tepenin toprak kayması sonucu Klaskur Deresi'nin önünü kapatması ile oluşmuş göllerdir. Zengin orman örtüsü ve flora çeşitliliği ile ilgi çekmekte olup kamp turizmi için Artvin'deki önemli yerlerdendir. Ayrıca yöre halkı tarafından mesire yeri olarak kullanılmaktadır.
11. Karçal Dağları
Beyazsu Yaylası, Gorgit Yaylası, Klaskur Yaylası yaylaları ile birlikte yöredeki her köyün bir yaylası bulunmaktadır. Türkiye ile Gürcistan arasında yer alan dağlarda yer alan bu yaylalar, geçit kuşlarının göç yolları üzerinde bulunması, endemik bitki çeşitliliği ve uygun trekking parkurları ile Artvin’deki görülebilecek yerlerdendir. İl merkezine 25 kilometre ile 65 kilometre arası uzaklıkta olan bu yaylalara Artvin merkezinden kiralanacak bir araçla ulaşım sağlanabilir. Türkiye'nin kuzeydoğu ucunda, Artvin ili sınırları içinde kalan dağ silsilesi. Borçka ile Şavşat ilçelerini birbirinden ayırır. Bu dağlar, Çoruh ve Berta Vadileri ile Gürcistan sınırına kadar uzanır. En yüksek yeri 3.428 metredir. Buzul ve buzul göllerinin de bulunduğu Karçal Dağları, özellikle trekkingciler için gözde yerlerdendir. Gürcistan sınırında yer alan Karçal Dağları biyolojik çeşitlilik açısından Türkiye’nin en önemli yerlerindendir.
Doğu Karadeniz ılıman kuşak karışık yapraklı ormanlarının en iyi örneklerine sahip olan Karçal Dağları’nın en önemli özellikleri, ani yükseklik değişimleriyle ortaya çıkan ekosistem çeşitliliği, yüksek endemizm oranı ve zengin yaban hayatıdır. Bitki coğrafyası açısından, Avrupa-Sibirya Floristik Bölgesi’nin "Kolşik" bölümünde yer alan Karçal Dağları, WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) ve IUCN (Dünya Doğayı Koruma Birliği) tarafından belirlenen, küresel düzeyde korunmada öncelikli “200 Ekolojik Bölge”den birisi olan “Kafkasya ve Kuzey Anadolu Ilıman Kuşak Ormanları” sınırları içinde kalmaktadır. Conservation International (CI), Dünya Bankası ve GEF gibi uluslararası kuruluşlar da Kafkasya Bölgesi'ni, dünyanın en zengin ama tehlike altındaki 25 karasal "ekolojik bölge"sinden biri olarak göstermektedir. Bölge, Avrupa ve Orta Asyayı içine alan coğrafyadaki en geniş doğal yaşlı orman ekosistemlerine sahiptir.
12. Arsiyan Yaylası Ve Gölleri
Arsiyan Yaylası kuzeyinde ve batısında Gürcistan sınırı, güneyinde Ilıca Köyü, güney doğusunda Pınarlı Köyü, Cindağı, doğusunda ise Posof (Kol Köyü) bulunur. Arsiyan yaylası otuyla, suyuyla, balığıyla diğer yaylalardan farklıdır. Ayrıca tuz kayaları kömür madeni ve irili ufaklı çok sayıda çermik vardır. Yaylaların büyük nimeti turfanda meyveleri kekre, mozi, mesğal, jol da bol bulunur. Ayrıca gezilerde toplanan güzel kokulu Negolara (sarı cennet çiçekleri) lezzetli ve faydalı çorbası olan pancarının da ayrı bir bolluğu vardır.
Arsiyan gölleriyle ve eski yerleşimleriyle de ünlüdür. Göller Bölgesi'nde Postanın Gölü diye adlandırılan bir göl vardır. Hemen yanında Posta Karakolu diye ifade edilen bir yer vardır. Burada Cumhuriyet'ten önce askeri amaçla bir karakolun bulunduğu dilden dile ulaşmıştır. Boğa Gölü Arsiyan Yaylası'nda göller bölgesindedir.
Arsiyan Gölü Efsanesi
Çoban hayvanlarını göl kenarına doğru getirir. Çok güçlü bir boğası vardır. Böğürerek dolaşmaya başlar. Sesi her tarafa yankı yapar. Suyun içinde olan ve sesi duyan boğa da hemen çıkıp, boğaya doğru gitmeye başlar. İki boğa hem eşinir hem de böğürmeye başlarlar. Artık Arsiyan Yaylası inler her taraf toz duman içinde kalır. Zorlu geçen güreş sonunda, çobanın boğası yenilir. Çoban büyük bir üzüntüyle akşama eve gider. Ağası durumu fark ederek, meseleyi sorar. Fakat onun da çok zoruna gider. Demirden boynuzlar yaptırır. Boğa için de iyi bir hazırlık yaptırdıktan sonra aynı yere gelirler. Böğürmeler karşısında yine iki boğa karşılaşır. Sesler iyice artmıştır. Boğalardaki küt, küt sesleri kayalarda yankı yapmaktadır. İyi beslenen boğaya birde demir boynuzlar eklenince su boğası zorlanır. Her tarafı kan içinde kalır. Çareyi kaçmakta bulan boğa, kanlar içinde gölün içine girer. Boğadan kan geldiği için, gölün her tarafı kan olur. Şimdi de dikkatli bakıldığında gölde kırmızı bir renk görülmektedir.
Kız Gölü Efsanesi
Arsiyanda ikinci büyük göl olan Kız Gölü Gençiyan Dağı'nın eteğinde güzel bir göldür. Bir gün güneşin doğuşuyla göle yaklaşan çoban güzeller güzeli bir kız görür. Kız göl kenarındaki pikal taşın üzerine çıkıp saçlarını taramaktadır. Çoban bir zaman bu güzel kızı sessizce izler. İzlerken de hayal alemine dalar, kendinden geçer. Çobanın garipliğini fark eden güzeller güzeli hemen suyun içine dalar. Gölde görünmez olur. Heyecanla göle yaklaşan çoban kızdan kalan tarağı alır. Perişan bir şekilde eve döner. Yemek filan yiyemez, yorgun bir haldedir. Günler geçtikçe kıza olan sevgisi iyice artar. Hastalanır yataklara düşer. Sonunda bir nene bunun kurtulması için tarağın aynı yere bırakılması gerektiğini söyler. Söylenilen yapılır ve çoban kurtulur. Efsaneye göre bu göldeki kız peri kızıdır.
13. Tibeti Kilisesi
Tibeti Kilisesi, Şavşat İlçesi Cevizli köyünde olup İlçe merkezine 14 km uzaklıktadır. Yapının günümüze ulaşan herhangi bir kitabesi bulunmamaktadır. Ancak, yazılı kaynaklardan edinilen bilgilere göre, 899-914 yılları arasında, bölgede egemen olan Bagratlı Prenslerden, Aşut Koh tarafından yaptırılmıştır.
XI. yüzyıldandan sonra yörenin önemli dini merkezleri arasında anılan yapı, XII. ve XV yüzyıllarda onarım görmüştür. Bölgenin İslamiyeti kabul etmesi ile birlikte cami olarak kullanılan yapı, 1885 yılında kubbesine ve haç kollarına yıldırım düşmesi sonucu hasar görmüş ve 1889 yılında terk edilmiştir. 1953 yılında ise kubbesi çökmüştür.
Kilisenin yontma taştan yapılmış dört yüzeyden ibaret olan çatısının her yüzeyinde “Koç heykeli” bulunmaktadır. İç mekanda havari figürleri mevcuttur. Tibeti Kilisesi, düzgün taş işçiliği ve bitkisel plastik süslemeleri ile dikkat çekmektedir.
14. İşhan Kilisesi
İşhan Köyü içinde bulunan İşhan Manastırı, kilise ve şapelden oluşmaktadır. 951 tarihli el yazmasına göre kilise; Rahip Khandza’nın (759-861) yeğeni ve öğrencisi Rahip Seba tarafından, Kral Andernese’nin desteği ve maddi katkısı ile yaptırılmıştır. Manastırın yapımına 955 yılında Gürcü Kralı David zamanında başlanmış, 1027 yılında Bagratlı Kralı Magistros tarafından bitirilmiştir.
Manastır piskoposluk makamı olarak da kullanılmış ve bu görevini 16'ncı yüzyıla kadar devam ettirmiştir. Osmanlılar Artvin ve çevresini ele geçirdikten sonra manastırın batıya bakan tarafı camiye dönüştürülmüş ve bu sayede yapının harap olması da engellenmiştir. Cami olarak 1983 yılına kadar açık kalmıştır. Her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turisti kendisine çeken kiliseye "Kanlı Kilise" de denmektedir.
Kanlı Kilise'nin Hikayesi:
Uzun yıllar toprak altında kalan ve Selçuklu Dönemi'nde bulunup onarılan tarihi yapı hakkında bir çok rivayet bulunmaktadır. Bunlardan en bilineni güzel Elen uğruna yapılan yarışmadır. İşhan Kilisesi'nin onarımını üstlenen Selçuklu kale beylerinden birinin kızı olan, güzelliği dillere destan Elen uğruna çok can kaybı verildiği için yapı Kanlı Kilise olarak da anılmaktadır. Elen ile evlenmek isteyen gençlerin girdikleri ok atma yarışında başarısız olup öldürülmesinden sonra kilisenin bu ismi aldığı rivayet edilmektedir.
15. Yıldızlı Göl - Beyazsu Yaylası
Beyazsu Yaylası sırtını Karçal Dağları’na dayamış çok güzel bir yayladır. Borçka İlçesi ile Beyazsu Yaylası arasındaki mesafe yaklaşık 50 kilometre, Artvin ile ise 82 kilometredir. Yaylada kamp ve konaklama yapılacak yerler mevcuttur. İsmini yaylanın girişindeki beyaz köpükler çıkaran sudan alan yaylada TEMA’nın yardımıyla yapılan bir de pansiyon bulunmakta olup, 24 kişiye hizmet verebilecek kapasitededir. Bu yayladan iki saat uzaklıkta bulunan Yıldızlı Göl yürüyüş için eleverişli alanlardır.
16. Sahara Yaylası
Merkeze17 kilometre mesafedeki Sahara Karagöl Milli Parkı içindedir. Kamp ve karavan turizmi için ilimizdeki en uygun yerlerdendir. Şavşat ile Ardahan arasında bulunan Sahara Yaylası, geniş otlakları ve soğuk suları ile Artvin’in önemli yaylalarındandır. Her yıl temmuz ayının dördüncü hafta sonu Sahara Pancarcı Festivali düzenlenmektedir.
17. Sahara Karagöl Milli Parkı
Karagöl, Şavşat ilçesi'nin 25 kilometre kuzeyinde yer almaktadır. Genel olarak sahada Palaojen ve Neojen arazileri yer alır. Yöredeki kayaçların büyük çoğunluğu sedimanter kökenlidir. Ender bir topoğrafik karakter gösteren Karagöl ve çevresi yer yer vadilerle yarılmıştır. Bu yarılmalar yörede heyelan ve kütle hareketlerinin aktif olmasına neden olmuştur. Karagöl rasyonel olarak kayan kütlenin gerisindeki çanakta biriken suların meydana getirdiği bir heyelan gölüdür. Göl çevresi yoğun ormanlarla kaplı olup, ormanı meydana getiren ağaç türleri genelde ladin ve çamlardan ibarettir. Bu doğal öğelerin ördüğü Karagöl, ender manzara güzelliklerine sahiptir. Ayrıca gölün kuzeydoğusundaki Bagat mevkii ve çevresinde çim kayağı pisti niteliğine sahip alanlar mevcuttur.
Ender manzara güzellikleri, kültürel, rekreaksyonel ve turistik potansiyeli olan sahada bitki türlerinden:
*Ağaç olarak; ladin, sarıçam, ahlat,
*Ağaççık olarak; orman gülü, kızılcık, fındık,
*Çalı olarak; orman çileği, böğürtlen
*Otsu bitkiler olarak; eğrelti ve çayır otları bulunmaktadır.
Hayvan türlerinden:
*Memeli hayvanlardan; ayı, kurt, tavşan, domuz, porsuk, tilki, sincap, vaşak,
*Kuşlardan; keklik, doğan yabanı, güvercin, karga, saksağan, sığırcık, Aaakarga,
*Balıklardan; Alabalık ve Sazan,
*Sürüngenlerden; yılan, kertenkele ve kaplumbağa bulunmaktadır.
KARAGÖL BÖLÜMÜ: Kır gazinosu olarak kullanılan ve 20 yataklı konaklama hizmeti veren bir tesis bulunmaktadır. Karagöl'ün doğu ve batısında bulunan ormanlık alanlar günübirlik ve kamping kullanımı için iyi nitelikler arz etmektedir. Sahara kesiminde ise; yayla özelliği gösteren yörede, Kocabey Yaylası kışlağı konaklama merkezi olarak sabit tesisli hizmet sunacak potansiyel arz etmektedir. Yukarıda bulunan yazlık Kocabey Yaylası ise önceki yıllarda olduğu gibi 'Sahara Pancar Şenlikleri'nin düzenlenmesine daha müsait biralan olarak değerlendirilmektedir.
SAHARA BÖLÜMÜ: Şavşat İlçesi sınırları içinde bulunan Karagöl-Sahara Milli Parkı iki ayrı sahadan oluşmaktadır. Orman örtüsü, ladin ve göknarlardan meydana gelmiş olup, oldukça seyrek dokuya sahiptir. Yörede antro-projen step karakterinde sahalar geniş alanlar kaplamaktadır. Kocabey Yaylası ve çevresinde alpin zona ait bitki türlerine rastlanmaktadır. Yörenin genel olarak örtü bazaltlarından meydana gelen bir jeolojik yapısı vardır. Örtü bazaltlarının sıyrıldığı yerlerde Tersiyer formasyonlar ortaya çıkar. Yer yer derin vadilerle parçalanan yörede eğim değerleri oldukça yüksektir. Sahara, bu eğimli arazide 1700-1800 metrelerde kademeli olarak yer alan sınırlı düzlüklerden birisi olarak belirir. Alt zonlarda sarıçam bulunmaktadır. Kocabey Yaylası ve çevresinde Alpin Zon'a ait bitki türleri yer almaktadır. Reşat Deresi kenarında 1700-1800 metrelerde kademeli olarak yer alan düzlükler aynı zamanda "Sahara Pancar Şenlikleri"ne sahne olmaktadır. Bu şenliklere bölge dışında oturan yöre insanları da katılarak bölgeye iç turizm açısından oldukça büyük ekonomik katkı sağlamaktadır. Ender manzara güzellikleri, kültürel rekreasyonel ve turistik potansiyeli yüksek, zengin flora ve fauna, ilginç jeolojik özellikleri ve doğal peyzaj güzelliğiyle korunmaya değer milli bir varlığımızdır.
18. Ciha Kalesi
Arhavi ilçesi'nin zirvesinde kayalara oturtulmuş bu kalenin Cenevizliler Dönemi'nden kaldığı söylenmektedir. Etrafındaki ağaçlar o kadar sıktır ki kaleye geçilebilmesine izin vermemektedir. Yapıldığı tarih kesinleştirilememiştir ve günümüze kadar ancak sur kalıntıları ulaşabilmiştir. Kale hem sahil tarafına hem de iç kesimlere hakim bir konumdadır ve stratejik bir öneme sahiptir.
19. Artvin Kültür Evi
Ocak taşı yazısında evin Hicrî 1215 (Mîlâdî 1799) yılında Bicanoğlu Yahya Ağa tarafından yaptırıldığı yazmaktadır. Osmanlıca tapu kayıtlarında Artvin'in Orta Mahallesi'nde bir bâb-ı hâne ma'a bağçe (bahçeli konak) olarak geçen ve bir Osmanlı-Türk şaheseri olan yapı aynı muhitte bulunan şimdiki adıyla Orta Mahalle Cami'nin yapımından yaklaşık 16 yıl sonra yapılmıştır. Ocağın sağ ve sol taraflarında yazıları yazan ustaların isimleri yazılıdır ki; taş, duvar ve ağaç üzerinde oymacılık sanatını işleyen, çizerek ve kazarak yazma tekniğini kullanan bu usta zanaatkarlarına o zamanlar “Hakkâk” denildiğinden, dikkat ederseniz yazma fiili de burada “Hakkâ” olarak ifade edilmiştir. Ocağın sağ ve solundaki selvi (ya da servi) ağacı motiflerininse Türk kültüründe özel bir yeri vardır.
Geçmişten günümüze doğru Türk kültürünü incelediğimizde ağaç motifinin ne kadar çok kullanıldığını ve kullanımındaki benzerlikleri daha iyi görürüz. İnsan hayatı için özel bir yeri ve önemi olan ve hayat ağacı olan servi motifi Osmanlı'nın zanaatkarları tarafından çinilerde, kilimlerde, ocak taşlarında, mezar taşlarında, çeşmelerde, duvar resimlerinde ve daha birçok yerde çokça kullanılmıştır. Servi ağacının minarelerle olan benzerliği de, bu ağacın Osmanlı kültüründeki yerini sağlamlaştıran etkenlerden biridir. Restorasyonu ve çevre düzenlemesi yapılan Kültür Evi, müstecire kiraya verilmiş olup, yöresel yemeklerin yenilebileceği bir mekandır.
20. Barhal Kilisesi
Barhal Kilisesi Yusufeli ilçesi Altıparmak köyündedir. Kilise, 9’ uncu yüzyılda Kral David Magistros zamanında yapılarak Vaftizci Yahya ‘ya adandığı yazılı kaynaklardan anlaşılmaktadır. 1677 yılında Hacı Şerif Efendi tarafından onartılarak camiye çevrilmiştir. Kilise, yontma taş ve kesme taştan yapılan kiremitlerden çatısı bağlanmış, harçsız bir zemine dayanmadan Lambalı denilen planda yapılmıştır.
Yapı, dıştan 28.40x18.65 cm. boyutlarında, üç nefli bazilikaldir. Gri renkli düzgün kesilmiş taşlarla örtülmüş cepheler güney ve kuzeyde eş boyutlu, doğu ve batıda ortadan yanlara doğru açılan köre kemerlerle hareketlendirilmiştir. Pencere üstündeki alçak kabartma tekniğinde yapılmış bitkisel figürlü süslemeler iyi durumdadır.
21. Porta Manastırı
Porta (Pırnallı) Manastırı, Artvin il merkezine bağlı Pırnallı Köyü’nün Bağlık mezrasında bulunmaktadır ve 9'uncu yüzyılda Bagrat krallarından 1.Aşot’un torunu Prens Khaoi Kral Gurgen’in hükümdar olduğu dönemde yapılmıştır. Pırnallı Köyü’nün güneybatısında, iki vadinin arasındaki, kuzeyden güneye doğru alçalan bir sırt üzerine yapılmıştır. Manastır; kilise, şapel, çeşme ve çan kulesinden oluşmaktadır. Etrafında mezraya ait evleri görmek mümkündür. 16'ıncı yüzyılın sonunda terk edilmiştir. Manastır ve manastırı çevreleyen evler, Ortaçağ yerleşme düzenini yansıtan güzel bir örnektir.
22. Ardanuç - Gevhernik Kalesi
Ardanuç Kalesi, Artvin’in Ardanuç ilçesinde yüksek bir tepe üzerinde yer almaktadır. Kale, kent ve iç kaleden oluşmaktadır. Kent (dış kale) bölümü Adakale olarak anılırken, iç kale ise Gevhernik Kalesi olarak kayıtlara geçmiştir.
Artvin ilinde, dış kale-iç kale yapılaşmasının tek örneğidir. Osmanlı döneminde bölgede “ardanuç” ismiyle altın ve gümüş sikkelerin basıldığı bilinir. Kalenin isminin buradan geldiği düşünülmektedir.
Kalenin ilk kuruluşu Orta Çağ öncesine dayanmaktadır. Çeşitli el değiştirmelerin ardından, MS 5. yüzyılda yeniden onarılarak, bir süre İberya Krallığı'nın başkenti olarak kullanılmıştır. Zaman içinde Sasanilerin, Bizanslıların, Abbasilerin ve Gürcü Bagratlı Krallığının eline geçen kale, 1551 yılında fethedilerek bir Osmanlı sancağı haline getirilmiştir.
Kalenin kent girişini sağlayan anıtsal kapı burcunda bulunan ve Kanuni Sultan Süleyman dönemine ait olan Arapça kitabesine göre, kale girişi 1563’te yaptırılmış ve muhtemelen bu dönemde kalenin surları tamir ettirilmiştir. 1553-1554 yıllarında bugünkü İskender Paşa Camisi inşa ettirilmiş ve gelir getiren çeşitli yapılar camiye vakfedilmiştir. 17. yüzyılda caminin haziresine üç adet türbe, sonrasında ise medrese, hamam ve çeşme yapıları eklenerek külliye haline dönüştürülmüştür. Söz konusu türbelerde, dönemin Çıldır sancak beyleri ve aile mensuplarının olduğu bilinmektedir.
Ardanuç Kalesi’nde taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmiş cami, türbe, hamam, konak, konut, dükkân, çeşme ve şadırvan yapıları ile yıkılmış durumda kilise ve medrese kalıntıları bulunmaktadır. Kalede arkeolojik kazı çalışmalarına 2021 yılı itibariyle başlanmıştır.
23. Kaçkar Yaylası Ve Kaçkar Dağları-Kaçkar Turizm Merkezi
Rize ve Hopa arasında yer alan, yıl boyunca gözlenebilen keskin buzulları, masmavi gölleri, yeşilin her tonuna sahip ormanları, coşkulu dereleri, binbir çeşit bitkileri ve hayvanları ile doğal park görünümünde olan Kaçkar Dağları'nın en yüksek tepesi Kavron'dur. (3932 metre) Güney rotasından çıkışı kolay olan Kaçkarları, her yıl yüzlerce dağcı ziyaret etmektedir. Eğer sis yoksa Doğu Karadeniz Dağları'nın muhteşem görüntüsünü izleyebilirsiniz.
Dağa yaz aylarında tırmanmak ne kadar kolay ise kış aylarında tırmanmak o kadar zordur. Kış aylarında kar vadileri doldurur, yaylaları örter ve evler yok olur. Ayrıca buzulların eğimi her zaman çığ düşmesine uygundur. Haziran ve Eylül ayları, yaz tırmanışları için Şubat ve Mart ayları ise kış tırmanışları için en uygun zamandır. Çok geniş yeşil ormanlık ve çayırlarla kaplı olup, av, yayla ve dağ turizmi için ideal bir konuma sahiptir. Yaylalar köyü, Kaçkar dağına tırmanmak isteyenlerin ara konaklama merkezi konumundadır. 3328 metre yükseklikteki Dilber Düzü, Kaçkar Dağları zirvesine en yakın kamp yeridir. Bol soğuk suyu bulunan Dilber Düzü'nde altyapı bulunmamaktadır.
Dilber Düzü'nden itibaren 3937 metre yükseklikteki Kaçkar Dağları'na rehbersiz çıkmak tehlikelidir. Yusufeli İlçesi'nden veya yol üzerindeki köylerden rehber ve eşya taşınması için hayvan temin edilmesi mümkündür. Bölgede vaşak, ayı, yaban keçisi, kurt, çakal, tilki gibi yaban hayvanları izlenip görüntülenebilir. Artvin-Yusufeli İlçesi'nden araçlarla Hevek (Yaylalar) Köyü'ne (57 kilometre), köyden de Olgunlar Mahallesi'ne (3 kilometre) ulaşılır. Buradan yaya olarak Dilber Düzü mevkiine çıkılarak kamp yapılır. Deniz Gölü'nden geçilerek Kaçkar Dağı zirvesine çıkılır. Ancak Kaçkar Dağları'nda gezmek isteyen bütün gurup ve ilgililere rehber almaları tavsiye edilmektedir. Çünkü aniden sis bastırması, hava şartları, patika yollardan yönlerini kaybetme vb. olumsuzluklarla karşılaşılabilir.
24. Kafkasör Yaylası Turizm Merkezi
Artvin İl Merkizine 8 kilometre uzaklıktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "Turizm Merkezi" olarak ilan edilmiştir. Tabir-i caizse Cennet’den bir köşeye, benzetilebilecek kadar güzelliğe sahip olan Kafkasör, tam tepede,ağaçların ortasında yer alır. Tertemiz havası, göz kamaştıran doğal güzelliğiyle kafa dinlemek için oldukça müsat bir yer olan Kafkasör Yaylası’nda konaklamak için ufak boyutlarda, bungalov olarak adlandırılan evler bulunmaktadır. Yaylaya tatil yapmak, şehrin stresini üzerinizden atmak gibi amaçlar dışında eğlenmek içinde gidebilir. Her yaz mevsiminin başlarında düzenlenen yayla festivallerine katılarak, civar yörenin kültürel ve sanatsal değerlerini öğrenmenin yanında oldukça eğlenceli bir gün geçirebilir. Boğa güreşleri,halk oyunları ve canlı müzik, festivale oldukça renk katar.
25. Yaylalar Köyü
Yusufeli İlçesi'ne 62 kilometre mesafedeki Kaçkar'ların eteklerinde kurulu köyde konaklama imkanı bulunmaktadır. Bölge her yıl kamp ve treking yapmak isteyen yüzlerce turisti ağırlamaktadır.
26. Tekkale Manastırı
Kilise, plan açısından Barhal Kilisesi’ne benzemektedir. Yöredeki Ortaçağ Dönemi manastır oluşumunu en iyi biçimde yansıtmaktadır. Manastır, kompleks bir yapı olup, kilise Trapeza ve seminer odasıyla bu yapı topluluğunun güney doğusunda ayrı olarak inşa edilen şapelden oluşmaktadır. Manastır dört farklı yapıdan oluştuğu için, tarihi kaynaklarda olduğu gibi, günümüzde de “Dört Kilise” olarak anılmaktadır. Kilise, Manastırın odak noktasını teşkil eden yapı üç neftli bazilikal planlı olup, dıştan 28.40x18.65 metre ölçülere sahiptir. Kilisenin doğu cephesi düşey olarak iki farklı yüksekliğe, yatay olarak üç kademeli bölümden oluşmaktadır. Ortada apsis, yanlarda ise, pastoforion odalarının bu yöndeki yüzeylerini içermektedir. Üçgen alınlıklı bölüm iki kademeli, yuvarlak kemerli arkadlarla hareketlendirilmiştir. Cephede simetrik olarak düzenlenmiş yuvarlak kemerli dikdörtgen formlu pencereler bulunmaktadır. Cephenin her iki yanında Prothesis ve diakonikon düzenlenmiştir. Kuzey cephe iki katlı olarak karşımıza çıkar. Alt kat kuzey yan nef ve prothesis, üst kat ise orta nefin bu yöndeki yüzeylerinden meydana gelmiştir.
27. Rabat Kilisesi
Ardanuç İlçesi'ne bağlı 17 kilometre mesafedeki Bulanık Köyü, Çamlık (Rabat) Mahallesi'nde bulunmaktadır. Yapı yöredeki kiliselerle benzerlik göstermektedir. Ortaçağ döneminde bölgeye hakim olan Bagratlı Krallığı tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Ortaçağ mimarisinde özellikle içteki planı dışa yansıtan üçgen nişler kullanılmıştır. Üçgen nişler bölge mimarisinde çok ender olarak kubbe kasnağında kullanılır. Nişlerin sayılarının pencere açıklarından fazla olmasına bu kilisede rastlanır. Her iki cephesinde kabartma bitki motifi bezeli kesme taşlar bulunmaktadır.
Diğer adı Rabat olan Bulanık Manastırı'nın 10 veya 11'inci yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Manastır, içerisinde bulunan gizli geçitlerle Bulanık Deresi'ne uzanmaktadır; fakat bu geçitlerin birçoğu birtakım nedenlerden dolayı zarar görmüştür. 16'ncı yüzyıl sonunda terk edilmiştir. Günümüze sadece kilise bölümü ulaşabilmiştir.
28. Ferhatlı Kalesi
Bu kale Ardanuç´un 5. kilometre batısında Ferhatlı (Ahıza) Köyü´nde bulunmaktadır ve Ferhat ile Şirin´in efsanesinin geçtiği söylenmektedir. Kitabesi bulunmayan yapı, Ardanuç Kalesi ile aynı tarihte İberya Kralı Vahtang Gorgasal tarafından V. yüzyılda onarılarak, günümüze ulaşması sağlanmıştır. Daha öncesi ve sonrasına ait önemli bir bulgu bulunamamıştır. Yapı, Ardanuç İlçesi'ne çıkmadan, Ardanuç suyunun kenarında, vadi paralelinde yükselen ana kaya üzerine inşa edilmiştir. Evliya Çelebi Seyehatnamesi’nde “Harbe Kalesi” olarak bahseder. Sur duvarlarının bir kısmı ayaktadır. Moloz taş kullanılarak yapılmıştır. Günümüze harap şekilde ulaşmıştır.
29. Dolishane Kilisesi
Merkez İlçeye bağlı Hamamlı Köyü’nde bulunmaktadır. Artvin-Şavşat karayolunun Berta köprüsü mevkiinden kuzeybatı yönüne doğru 6 kilometrelik yol ile gidilmektedir. Kitabesine göre X. Bagratlı Kralı Sumbath tarafından yaptırılmıştır. XVI. yy sonralarında bir bölümü cami olarak da kullanılan manastırdan günümüze sadece kilisesi ulaşmıştır. Manastır, kilisede bulunan kitabelere göre İberya Kralığı’nın Tao-Klardjethie’de 954-958 tarihleri arasında krallık yapmış olun Sumbath tarafından Mimar Gabriel’e yaptırılmıştır. XIV. yüzyıla kadar manastır olarak faaliyetini sürdüren yapı, XVI. yüzyılda camiye dönüştürülmüştür. 1958 yılında kısmen tamir geçirerek son şeklini almıştır. Günümüze ulaşan iki adet kitabesi bulunmaktadır. Manastır olarak inşa edilen yapının günümüzde sadece kilisesi mevcuttur. Yapı dıştan 20.20x13.20 metre ölçülerindeki doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen; içten ise serbest haç planına sahiptir. Yapı günümüze sağlam denilebilecek bir şekilde ulaşmıştır. Kilisenin doğu cephesinde pastoforion odaları ve apsisin yüzeyleri bulunmaktadır. Üçgen alınlıklı apsis, cephesinin ekseninde yuvarlak kemerli ve dikdörtgen formlu penceresi bulunmaktadır. Batı cephesi batı haç kolu ve her iki yanında bulunan ek mekanlardan oluşmaktadır. Ekseriyeti yıkılmış olan cephenin üçgen alınlığa sahip olduğu orta ekseninde tahrip olmuş kapısı ve pencereleri bulunmaktadır. Kuzey cepheye gelince bu cephe kuzey haç kolu, prothesis ve yan mekan yüzeylerinden oluşmaktadır. Haç kolları çift pahlı pastoforion odaları ve yanlarda bulunan mekanlar tek pahlı çatılarla örtülmüştür.
Yapı süsleme açısından hayli zengindir. Mimari, plastik ve fresko şeklindeki süslemeler mevcuttur. Kabartma şeklinde ayakta duran kral figürünün iki eliyle tuttuğu kilise maketini sunma olayı işlenmiştir. Yine simetrik olarak yerleştirilmiş, birbirine bakışımlı olarak duran melek figürleri bulunmaktadır. Diğer bir kabartma ise üçgen biçimli blok taşın üzerine işlenen insan maskından ibarettir. Yine güney haç kolu cephesinde “Güneş Saati” kabartması bulunmaktadır. Ancak, söz konusu saat sonradan çalınmıştır. İç duvarlarda fresklerle süslenmiştir. Ancak, yapı kiliseden camiye çevrilirken buradaki freskler badana ile kapatılmıştır. Yine yer yer freskli süslemelerin varlığı gözlenmektedir. Beden duvarları dolgu duvar tekniğinde örülmüştür.
30. Papart Vadisi
Papart Deresi (Göknar Akarsuyu) Vadisi Karçal Dağları; Önemli Doğa Alanı (ÖDA) sınırları içerisinde bulunan bir doğal alandır. Büyük ölçüde volkanik kayaçlardan oluşan bir dağ sisteminin parçası olan Karçal Dağları Önemli Doğa Alanı’nın doğusundadır. Vadinin güneyindeyse bir başka ÖDA olan Yalnızçam Dağları Önemli Doğa Alanı bulunur. Karçal Dağları Önemli Doğa Alanı bitki örtüsü haritası Doğu Karadeniz ılıman kuşak karışık yapraklı ormanlarının en iyi örneklerini barındıran bölgenin en önemli özelliği yoğun ormancılık faaliyetlerinden uzak kalmış doğal yaşlı ormanları içermesidir. Alan, ani yükseklik değişmeleriyle ortaya çıkan ekosistem çeşitliliği, yüksek endemizm oranı ve zengin yaban hayatıyla dikkat çeker. Bölge, çoğunlukla bozulmadan kalmış yaprak döken ve iğne yapraklı ormanlarını,boylu çalı topluluklarını, yüksek dağ çayırlarını, sarp kayalık ve dağ zirve bitki topluluklarını içerir. 400-1.300 metre arası karışık, 1.500-2.300 metre arasında ise iğne yapraklı ormanlar baskındır. Karçal Dağları Önemli Doğa Alanı Bölgenin Biyolojik Çeşitliliği Papart Deresi (Göknar Akarsuyu) havzası değerlendirilirken Karçal Dağları ekosisteminden ayrı olarak düşünülemez ve Karçal Dağları ÖDA’sının bir parçası olarak değerlendirilir.
ÖDA sınırları dahilinde Türkiye’ye endemik yaklaşık 70 bitki türünün alanda barındığı bilinmektedir. Bölge Gürcistan’a sınır olmasına rağmen bu kadar endemik bitkinin alanda olması özel bir durumdur. Alanda 26 bitki taksonu ÖDA kriterlerini sağlamaktadır.Alanda üreyen önemli kuşların başında dağ horozu (Tetrao mlokosiewiczi) ve urkeklik (Tetraogallus caspius) yer alır. Bölge yırtıcı kuşların göç yolu üzerinde olmasından dolayı zengin kuş varlığıyla da ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Özellikle son bahar aylarında yoğun bir yırtıcı göçüne ev sahipliği yapmaktadır. Bölge vaşak (Lynx lynx) ve ÖDA kriterlerini sağlamamkla birlikte ülkemizdeki en sağlıklı popülasyonlarını barındırdığı bozayı (Ursus arctus) açısından oldukça önemlidir. Uzun tırnaklı kör fare (Prometheomys schaposchnikowi) alanda bulunan önemli memeli türlerinden bir başkasıdır. Alanda nesli dünya ölçeğinde tehlike altında olan Kafkas semenderi (Mertensiella caucasica) ve Kafkas engereği (Vipera kaznakovi) yaşamaktadır. Aynı zamanda, Apollo kelebeğinin ülkemize endemik bir alt türü olan Parnassius apollo trabizonus ve beşparmakotu zıpzıpına (Pyrgus cirsii) ev sahipliği yapar.
31. Mersivan Kayak Merkezi
Artvin Şehir Merkezine 16 kilometr uzaklıkta, 1750 rakım yükseklikte, 800 metre uzunluktaki pist, kuzeye bakması nedeniyle uzun süre kayak yapmaya müsaittir. Kafeterya, sporcu soyunma odaları ve otopark mevcuttur.
32. Satlel Kalesi
Şavşat İlçesi Söğütlü Mahallesi'nde bulunmaktadır. Plan tipi açısından, Bagratlı kalelerine benzemektedir. Osmanlılar Dönemi'nde de kullanılan kalenin sur duvarlarının büyük bir bölümü ayaktadır. İçinde sarnıç ve şapel kalıntıları bulunmaktadır. Yapının kitabesi bulunmadığından, kesin olarak hangi tarihte inşa edildiği bilinmemektedir. Plan ve mimari özellikleri bakımından, Bagratlı Krallığı kalelerine benzemektedir. Bu benzerlik dikkate alınarak, IX. yüzyılda inşa edilmiş olduğu söylenebilir.
Kale, Artvin-Şavşat karayolu üzerinde, Şavşat ilçe merkezine yaklaşık 2 kilometre kala, Söğütlü Mahallesi sınırları içerisinde, yüksek bir ana kayanın üzerine kurulmuştur. Kale toplam olarak, 3360 metrekarelik alana sahiptir. Kalenin kuzeyden batıya doğru devam eden bölümünde, surlar yok denecek kadar azdır. Doğudan başlayıp, batı ucuna kadar devam eden çevresinde ise, yaklaşık 13.00 metreye kadar yükselen 4 adet ve dikdörtgen formdaki, silindirik burçlarla, bunların yarısına kadar çıkan surlar yer almaktadır. İç mekanda, kalenin güneybatı surunda, dışa burç şeklinde yansıyan, 6.10x 5.35 metre ölçülerinde, 15 metre yüksekliğinde ki silindirik planlı kule, karşımıza çıkmaktadır. Asıl mekandan günümüze, 8.00x 4.80 metre ölçülerinde, dikdörtgen planlı ve üstü iki pahlı çatılı şapel kalıntısı ile hemen kuzeybatısında ana kayaya oyulan bir sarnıç ulaşmıştır.
Kalenin doğu yönünde, birbirine bitişik olarak düzenlenmiş, 2.4 m genişliğinde, dikdörtgen planlı, üstü tonozla örtülmüş iki burç yer almaktadır. Orta duvarında dışa açılan küçük bir pencere bulunmaktadır. Hemen yanındaki mekanda ise, 6.70x 3.75 metre ölçüsünde, 0,85 metre genişliğinde, dikdörtgen formlu, kapı yer almaktadır. İç kısmı bozulan ve üst duvarları yıkılan kule, yaklaşık 7.00 metre yüksekliktedir. Kalenin tüm birimlerinde moloz taş ve kireç harcı kullanılmıştır.
33. Berta Yaylaları
Merkez ilçeye bağlı Ortaköy (Berta) Bucağı halkı tarafından kullanılan toplu yaylalardır. Duganala Yaylası, Büyük Dağ Bikinala Yaylası, Kaçhal Yaylası ve Ak Pınar yaylalarından oluşmaktadır.
34. Muratlı Cami
Borçka Muratlı Köyü’nde yer almaktadır. Mahfile giriş sağlayan kapının üzerindeki kitabeye göre yapı, Hicri 1262 Miladi 1846 yılında, Ahmet Usta (Aslan oğlu) tarafından inşa edilmiştir. Yine üzerindeki kitabelerine göre, Hicri 1263 Miladi 1847 tarihinde Uzunhasan Zade Hüseyin Alemdar tarafından minberi, Sağıroğlu Hüseyin Ağa tarafından da mahfil katı yaptırılmıştır. Yöredeki Rus işgali zamanında iç mekanda meydana gelen tahripler nedeniyle, onarım gören camiinin orijinal ahşap minaresi 1979 yılında yeniden yaptırılmıştır. Bunların dışında halkın katkılarıyla, kısmi onarımlar geçiren camii, ibadete açık bulunmaktadır.
Kuzeyde iki katlı son cemaat yeri, doğu yönünde, iki katlı jandarma karakolu, minaresi bulunmaktadır. Ana mekan dıştan, 15.25x12.80 metre ölçülerinde, kareye yakın dikdörtgen plana sahiptir. Minaresi ve bodrumu dışında, tüm yapı ahşaptır. Doğu cephesi, altındaki bodrum katı, kuzeydeki son cemaat yeri ve ana mekanın bu yöndeki yüzeylerinden meydana gelmiştir. Güney cephesi, yine bodrum katı ve ana mekandan meydana gelmektedir. Batı cephesi, doğu cephesinde izlenen üç mekanın ortak yüzeylerini içermektedir. Giriş bölümünü teşkil eden kuzey cephesinin dışa yansıyan kısmında, bodrumun yüzeyi, iki katlı son cemaat yeri ve minare kaidesi yer almaktadır. Yapı, dıştan kırma çatıyla örtülmüştür. İç mekanın en önemli süslemeli bölümü ajur tekniğiyle ele alınan minberdir. Giriş kapısı ve minberi ağaç oymalı çeşitli motiflerden ve süslemelerden oluşmaktadır. Cephelere sonradan sürülen yağlı boya, yapını orijinalliğini bozmuştur. Ancak zengin süslemeli harimin halen vernikle korunan birimleri, büyük bir kazançtır. Yapı, geç devir Osmanlı camileri içinde, bölgeye özgü zengin ağaç oyma süslemeleri açısından önemlidir.
35. Atabarı Kayak Merkezi Ve Mersivan Yaylası
İl merkezine 18 kilometre mesafede bulunan Atabarı Kayak Merkezi'nde telesiyej ve gondol lift kurulmuştur. 10 kilometrelik mesafedeki Kafkasör Turizm Merkezi'nde konaklama, yaylada ise yeme içme imkanı vardır.
36. Demirciler Köyü Köprüsü
Kitabesi bulunmayan yapı yöredeki bilgilere göre; aslen aynı köyden olup, Köstence’de Valilik yapmış “Osman Paşa” tarafından, muhtemelen XVIII. yüzyılda yaptırılmıştır. Yapı tek gözlü ve yolunun eğimli olduğu köprüler grubuna girmektedir. 33 metre uzunluğunda, 2.8 metre enindedir. Köprü gözü, iki kademeli sivri kemerle belirlenmiştir. Kemer, düzgün kesme taş, diğer yerleri moloz taşla inşa edilmiştir. Yol döşemesi moloz taştır. Her iki yöndeki korkuluk duvarları sağlamdır. Köprü günümüzdeki işlevini sürdürmektedir.
37. Madenköy-Şavşat
Eski ismi ile Bazgiret olarak adlandırılan ve yeni ismi ile Maden Köyü olarak geçen köy; Artvin, Şavşat İlçesi'ne bağlıdır. Kesin olarak bilinmemekle birlikte, Bazgiret adının vadideki bitki örtüsünden esinlenerek verildiği tahmin edilmektedir. Diğer bir olasılık ise, vadiye ilk yerleşen ailenin şimdiki Çimen soyadı yani gürcüce ise Bezgi-yent olarak geçen soyun olması sonucu, Bazgiret adının bu aile adından türemiş olabileceği de söylenebilir. Karadeniz Bölgesi'nın, Artvin ili, Karçal Dağları doğusunda Şavşat ilçe hudutlarında İmerhev olarak da adlandırılan yörededir. Köy adı ile adlandırılan Maden Köyü deresi 2500 metre yükseklikteki Kotela dağında doğar, tamamı 5 şelaleden oluşan Maden Köyü şelalelerınden sonra köy arazısini bölerek köyün kuzeyinden doğusundaki Çağlayan Köyüne akar.
Maden Köyü üç tarafı kaya ve ormanlarla çevrili bir vadidedir. Şavşata uzaklığı 27 kilometre ve ortalama rakım farkı 1900 metre yüksekliktedir. Imerhev bölgesinin bütün tipik özelliklerini Maden Köyü'nde bulmak mümkündür. Köyün, zengin su kaynaklarinin sebep olduğu engebelli bir arazı yapısına sahiptir. Karadeniz ikliminin hakim olduğu yörede iç kesimlere doğru, yer yer Doğu Anadolu bölgesi tesirlerinin de görüldüğü bir geçiş iklimi göze çarpar. Bu ve yükseklikteki değişkenliğe bağlı olarak bitki örtüsünde de tam bir çeşitlilik mevcuttur. Öyle ki, bir saatlik bir yaya yolculuğunda inanılmaz çeşitliliği bir arada yaşamak mümkündür. Kesin bilgilerin olmamasi ile birlikte, ilk yerleşim belirtileri Cağlayan-Maden yolu üzerinde mevcut olan Kale ve Sazgirel sırtındaki gözetleme veya dini inançlarla ilişkili olarak kullanilmasi amacı ile yapılmış olan ve şimdi yalnız temelleri bulunan ve bir yığın durumda olan yapının inşasından sonra, o zamanlarda bir orman durumunda olan bu vadiye ilk yerleşimin yaklaşık 1000 yıl önce başladiği tahmin edilebilir.
Otel ve Pansiyonculuk halen profeyonel olarak uygulanmamakta olsa da, bu meslekle ilgili kurslar almış, hizmet sunabilme olanaklarına sahip aileler vardır. Kamp için köyde sınırsız imkanlar mevcuttur. Özellikle yaz ve ilkbahar yaz ve sanbhar aylarında köyden değişik yaylalara günlük geziler düzenlenebilir.
Etkinlikler: 1970 li yillardan beri eski geleneğe göre uygulanamayan Mariyoba şenliği 2005 yılından buyana Mariyoba Festivalı adı ile yeniden organize edilmektedir. Ağustos ayının ikinci haftasonu yapılan Feastival, yörenini Meydancık Gevrek Festivali'ndan sonra, yerel ve uluslararası en çok ilgi toplamaktadır. Köyün en ilgi çeken yönü, tüm sivil mimarilerin ahşap olması, gelenek ve göreneklerin,otantik yaşamın hala aktif bir şekilde devam ediyor olması... Köyü ziyaret edenler kesinlikle memnun kalacaklardır.
38. Kocabey Kışlası
Şavşat İlçesi'ne 15 kilometre uzaklıkta olup, Sahara Karagöl Milli Parkı sınırları içinde bulunmaktadır. Kocabey Kışla Evleri kendine özgü ahşap mimari özellikleri ile ilgi çekmektedir. Bu yörede her yıl Temmuz ayının son haftasında Sahara Pancarcı Festivali düzenlenmektedir. Kışlada Kamp ve Karavan turizmi yapılabilmektedir.
39. Merkez Çarşı Cami
Osmanlı’nın 16.yüzyılda Artvin ve çevresini ele geçirmesinden itibaren bölge İslamlaşmaya başlamıştır.İlk zamanlar kilise ve manastırların bazıları camiye çevrilerek kullanılsa da 18.yüzyıldan itibaren cami mimari geleneklerine göre yeni camilerin yapımına başlanmıştır. Çarşı (Merkez) Cami’si 1860-1861 (Hicri 1277/1278) yılları arasında,Artvin’in merkezinde Artvin halkı tarafından yaptırılmıştır. Zamanla eskiyen, hasar gören ve kullanılamaz hale gelen cami 1954 yılında temellerine kadar yıkılarak 1957-1958 yılları arasında bugünkü halini almıştır. Ancak cami temellerine kadar yıkılırken minareye, minbere ve vaaz kürsüsüne dokunulmamıştır. Dolayısıyla şu anda caminin minaresi, minberi ve vaaz ilk haliyle (1865’ten) aynıdır.
İlk dönemdeki yapının planı hakkında bilgi bulunmayan cami, günümüzde; 13.30x13.00 metre ölçülerinde kare planlı ve üzeri tek kubbe ile örtülen harim ile kuzeyde 20.75x9.00 metre ölçülerinde dikdörtgen planlı son cemaat yeri ve kuzeybatı köşesinde yükselen minareden oluşmaktadır. Harimi örten kubbeye tromplarla geçilmekte olup, dıştan iki kademeli, sekizgen kasnağı bulunmaktadır. Son cemaat yeri iki kısımlıdır. Birinci bölüm, kuzey yönünde altı adet sütun üzerine oturtulan, üzeri kubbeli beş gözlü; diğeri ise ilk kısmı da içine alacak şekilde üç yönden kapalı, doğu-batı doğrultusunda uzanan düz örtülü bir betonarme mekandır. Son cemaat yerinin batı tarafında kuzey-güney doğrultusundaki dikdörtgen mekan yakın zamanda eklenmiştir. Minare gövdesi haricinde tüm yapıda düzgün kesme taş kullanılmıştır. Günümüzde kubbeler kurşunla kaplanmıştır.
40. Meydancık Taş Kemer Köprüsü
Kitabesi bulunmayan yapı muhtemelen Ortaçağ Dönemi'nde inşa edilmiştir. Köprü, Şavşat İlçesi, Meydancık Beldesi, Taşköprü Mahallesi'nde Bocanat Deresi üzerinde bulunmaktadır. Tek gözlü ve yolunun düz olduğu köprüler grubundandır. Köprü gözü basık kemerli olup, korkulukları bulunmamaktadır. Köprü, tümüyle kaba yontu taşıyla yapılmıştır. Günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşmıştır.
41. İrsa Yaylası
İl merkezine 35 kilometre mesafede olan yayla; merkez ilçeye bağlı Erenler Köyü (İrsa) halkı tarafından kullanılmaktadır.
42. Papart Yaylaları
Gürcistan sınırında 1650 metre rakımlı doğal ormanlık ve meralardan oluşan, rengarenk ağaçların bulunduğu, Artvin'in doğa harikası yaylalarından biridir.
43. Cancır Yaylası
Şavşat İlçesi Maden Köyü yaylası olup ilginç ahşap mimari yapısıyla dikkat çekmektedir.
44. Bilbilan Karagöl
İlçe merkezine 25 kilometre uzaklıktadır. 3200 metre rakımda bulunan bugöle ancak yaz aylarında gidilebilir. Şavşat, Dalkırmaz, Çiftlik, Savaş, Çavdarlı köyleri üzerinden veya Hanlı ve Karaağaç köylerinin yaylalarını geçerek göle ulaşabilmektedir. Çavdarlı, Savaş ve Hanlı köylerinin yaylalarının üstünde Yalnızçam dağlarının zirvesinde, Bilbilan Yaylası'nın arka tarafında yer almaktadır. Üç büyük gölden oluşmaktadır. Muhteşem bir doğa görüntüsüne sahipolan bu gölün çevresinde yaz aylarının ortasında bile kar vardır. Bugöllerde dünyada nadir olarak yetişen kırmızı benekli alabalıklar bulunmaktadır.
45. Kirazlı Köyü Kaya Odaları
Şavşat İlçesi, Kirazlı Köyü'nde bulunmaktadır. Meskun mahalden uzakta sarp bir kayalıkta yer alır. Kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanmadığından hangi tarihte yapılmış olabileceği kesin değildir.
46. Aralık Köyü Köprüsü
Kitabesi bulunmayan yapı, muhtemelen XVIII. yüzyışda inşa edilmiştir. Köprü 28 metre uzunluğunda, 2.40 metre genişliğindedir. Aralık Köyü’nün yanından geçen dere üzerinde bulunan yapı, tek gözlü ve yolunun eğimli olduğu köprüler grubundandır. Köprü gözü, iki kademeli kemerle vurgulanmıştır. Kemerde düzgün kesme taş, diğer kısımlarında moloz taş malzeme kullanılmıştır. Yol döşemesi de moloz taştır ve korkuluk duvarları sağlamdır. Günümüzde yayalara hizmet vermektedir.
47. Sarıbudak Köyü Şehitliği - Melo Şehitliği - Tarihi Sit Alanı
Artvin merkez ilçeye yaklaşık 60 kilometre uzaklıktaki Sarıbudak Köyü (Melo) Şehitliği’nde Birinci Dünya Savaşı'nda Sarıbudak (Melo)’daki ileri hudut karakolumuz Mart 1915 tarihinde Ruslar tarafından baskına uğramış ve yapılan mücadelede şehit düşen 9 asker’in mezarı bulunmaktadır. Mezar taşlarında isimleri bulunmayan meçhul askerlerin yattığı şehitlik 1997 tarihinde 211. Hudut Alay Komutanlığı tarafından şehitlerimizin gömülü olduğu yer şehitlik haline getirilmiştir.
48. Aros Yaylası
Yusufeli ilçesi Kılıçkaya beldesinde yer almaktadır. Merkeze 28 kilometre mesafedeki Aros Yaylası'nda heryıl temmuz ayının ikinci hafta sonu festival düzenlenmektedir.
49. Düzköy Merkez Mahallesi Cami
Borçka Düzköy’de yer almaktadır. Kitabesi bulunmamamsına rağmen, sonradan yapılan tespitler sonucu, kuzey cephesine asılan levhasına göre, Hicri 1266 (M. 1850) tarihinde, köylülerce inşa edilmiştir. Geçici onarımlarla, günümüze ulaşan camii, ibadete açık bulunmaktadır. Altında geçmişte medrese olarak kullanılan, bodrum katı, üzerinde de dıştan, 11.39x10.97 metre ölçülerinde, kare planlı camii, yer almaktadır. Cephelerin sadeliğine rağmen, kapı kanatlarından başlayıp içteki mihrap, minber, mahfil eteği, korkuluklar, köşk ile tavanı, oyma ve kabartma şeklinde gerçekleştirilen bitkisel, realist, geometrik ve geçmelerden oluşan motiflerle süslenmiştir. Yapının sade tutulmuş ahşap orijinal cephelerine karşılık, iç mekândaki abartılı süslemeler, içle dışın tezadını ortaya koymaktadır. Ciddi bir onarıma ihtiyacı bulunmaktadır.
50. Çavdarlı Yaylası
Şavşat İlçesi Çavdarlı Köyü tarafından kullanılan ve köye 10 kilometre mesafede olan yayladır.
51. Yoldere Köyü Kemer Köprüsü
Kitabesi bulunmayan yapı, muhtemelen XVIII. yüzyılda inşa edilmiştir. Yapı Hopa İlçesi, Yoldere Köyü’nde bulunmakta olup, tek gözlü ve yolunun eğimli olduğu köprüler grubundadır. Köprü gözü iki kademeli yuvarlak kemerle belirlenmiştir. Kemerinde, düzgün kesme taş, tempan duvarlarında moloz taş kullanılmıştır. Korkuluk duvarları yoktur. Günümüzde araç geçişini de sağlamaktadır.
52. Ortacalar Köyü Cami
Ortacalar Merkez Camisi, Artvin’in Arhavi İlçesi'ne bağlı Ortacalar Köyü’nde bulunmaktadır. 1757 yılında (Hicri 1170) yapılmıştır. Caminin minber ve tavan süslemeleri dikkat çekmektedir. Kitabesine göre yapı Hicri 1170 (M. 1757) yılında inşa edilmiştir. 1908 yılında, ahşap tavanla birlikte, ahşap minberi yapılmıştır. 1955’te minaresi eklenirken, 1964 yılında son cemaat yeri bugünkü şekle getirilmiştir. Kısmi onarımlar geçiren camii, ibadete açık durumdadır. Kuzeyden güneye doğru alçalan meyilli bir alan üzerinde bulunan yapının kuzeyinde, iki katlı son cemaat yeri, kuzeybatı köşesinde minaresi bulunmaktadır. Yapının tümü dıştan kırma çatıyla örtülmüştür. Ana mekanın üstü düz ahşap tavanlıdır. Orta yerinde sekizgen biçiminde, zengin süslemeli göbek süsleme bulunmaktadır. Yapı, cephelerinden ziyade, minber ve tavan süslemesi yapının önemini artırmaktadır. Halen Cami olarak işlevini sürdürmektedir.
53. Balcıoğlu Cami
Cami, kayıtlardan öğrendiğimize göre, yıktırılan eski caminin yerine, Hasan Ağa tarafından Hicri:1340 (M:1921) tarihinde yeniden yaptırılmıştır. Halen ibadete açık olan yapı, Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nce 1994-1995 yıllarında restore edilmiştir. Balcıoğlu Mahallesi'nde bulunan cami, kuzeydoğu köşesinde günümüzde kullanılmayan Kuran Kursu, doğu yönünde şadırvan, batı yönünde ise hazire ile çevrilmiştir. Kare planlı ana mekan, dört ahşap destek üzerine oturtulan etrafı açık son cemaat yeri ve kuzeybatısındaki minareden oluşmaktadır. Yapı süsleme açısından oldukça sadedir. Günümüzde yapı, taş minare ve mihrabı dışında adeta yeni inşa edilmiş görünümü vermektedir.
54. Camili Efeler Tabiatı Koruma Alanı
Efeler Ormanı, sadece Türkiye'nin değil, neredeyse bütün Avrupa'nın insan ile değmemiş ekosistemidir. Bilimsel olarak GEF-II projesi, sahada uygulanmıştır. Biyosfer Rezerv Alanlarına sahiptir olup, biyolojik çeşitlilik açısından zengindir. Saf Kafkas Arı ırkı için gen koruma havzasıdır. 3200 mm. Yıllık yağış ve sürekli yüksek bağıl nemin egemenliği altında derin vadiler boyunca yükselen bakir bitki örtüsü ile bir Yağmur Ormanı Ekosistemi özelliğine sahiptir. 2873 sayılı Milli Parklar Kanununun 3. maddesinin 2. paragrafına istinaden Bakanlık Makamının 24.03.1998 tarih ve 273 sayılı olurları ile Tabiatı Koruma Alanı ilan edilmiştir.
55. Çurisbil Yaylası
Temiz havası, serin sularıyla cana can katan yaylalar Ardanuç’un vazgeçilmezlerindendir. İlçe merkezinin 15 kilometre uzaklıktaki Konaklı Köyü sınırları içerisinde yer alan Çuruspil Yaylası dört tarafı ormanlarla çevrili geniş ova şeklindedir. Her yıl Temmuz-Ağustos aylarında düzenlenen Çuruspil Festivali, Ardanuç halkının kaynaşmasını sağlamakta ve Ardanuç'u sosyal kültürel olarak tanıtmaktadır. Her yıl temmuz ayının üçüncü hafta sonu düzenlenmektedir.
56. İbrikli Kilisesi
Literatürde adına rastlanmamakla birlikte yöredeki diğer Hıristiyan dini mimarisine yakın benzerlik gösterdiğinden yapı, muhtemelen Ortaçağ Dönemi içinde Bagratlılar zamanında inşa edilmiştir. Hangi tarihe kadar işlevini sürdürdüğü bilinmeyen kilise, yörenin İslamlaşmasından sonra herhangi bir amaç için kullanılmamıştır. Günümüzde harabe bir durumdadır. Günümüze ulaşan veya kayıtlara geçen kitabesi bulunmamaktadır. Birkaç evden oluşan mahallenin güneydoğusunda bulunan çayır içinde yer almaktadır.
Etrafı ağaçlarla çevrilen ve adeta gizlenen kilise, oldukça küçük boyutlu olup, serbest haç plana sahiptir. Haç kolları dıştan iki pahlı çatıya sahiptir. Haç kollarının arasında kalan orta mekanın üzerinde yapıya göre abartılmış yükseklikte silindirik gövdeli ve üstü konik külahlı kasnak bulunmaktadır. Kansak gövdesinin her birinin ekseninde yuvarlak kemerli, dar, uzun ve dikdörtgen formunda dört pencere bulunmaktadır. Girişi batıdan olan kilisenin içi iki bölümden oluşmaktadır. Batı kısmında üzeri doğu-batı doğrultusunda tonoz örtülü mekan ve bunun devamında asıl mekan yani naos gelmektedir. 4.40x4.40 metre ölçüsündeki naos, köşelerdeki duvar payelerine iki kademeli kemerler yardımıyla oturtulan, pandantif geçişli ve yüksek kasnaklı kubbe ile örtülmüştür. Naosun kenarlarındaki haç kolları oldukça kısa tutulmuş olup, üstleri tonoz örtüye sahiptir.
Kilisenin vurgulanması gereken en önemli yanı freskli süslemeleridir. Naos bölümünde burayı tabandan tavana kadar kuşatan çeşitli freskli süslemeler görülmektedir. Burada Aziz figürlerinin yanısıra Tevrat ve İncil’den seçilmiş çeşitli dini konulu sahneler işlenmiştir. Kahverengi, mavi, yeşil ve sarı renklerin hakim olduğu süslemeler iyi işçiliğe sahiptir. Ancak günümüzde hayli harap olmuştur.
57. Borçka Şehitliği
1877- 1887 Osmanlı- Rus Savaşı'nda Şehit düşen Yüzbaşı İsmail Bey, vazife başında şehit düşen Yüzbaşı Ahmet Berk ve Üsteğmen Lütfi Dalkıran adına inşa edilmiştir. 14 şehidimiz için yapılmıştır.
58. Çoruh Vadisi Yaban Hayatı Geliştirme Sahası
Çoruh Vadisi Yaban Hayatı Geliştirme Sahasının alanı 22 bin 500 Hektardır. Türkiye'nin 112 önemli bitki alanından biri olarak belirlenmiş olup, Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğu'nun en zengin bitki örtüsüne sahip ülkesi olarak yer alması, Çoruh Vadisi'nin bitki örtüsünün önemini vurgular. Bunun yanı sıra alan araştırma, eğitim ve av turizmi amaçlı kullanılmaktadır.
59. Camili Gorgit Tabiatı Koruma Alanı
Avrupa ve Orta Asya'yı içine alan geniş coğrafyadaki en büyük doğal yaşlı orman ekasistemlerini burada rastlanmaktadır. Ortamdaki ağaçların her biri anıt niteliğindedir. Bilimsel olarak GEF-II Projesi sahada uygulanmıştır. Biyosfet rezerv alanına sahip olup, biyolojik çeşitlilik açısından zengindir. Saf Kafkas Arı Irkı için gen koruma havzasıdır. Doğal yaşlı ormanı, her biri anıt olma özelliğine sahip ağaçları bünyesinde barındıran ve dünya doğal koruma kriterlerinden son derece önemli parametre olan doğal eski ormanlardandır.
60. Çamburnu Tabiatı Koruma Alanı
Sarıçamın (Pinus silvestis ssp.koçhiana) sahile inebildiği nadir yerlerden biridir. Bu özelliği ile Çamburnu, Sarıçam meşcereleri relikt karakter göstermektedir. Alan turizm, eğitim ve araştırma kaynakları olarak değerlendirilmektedir.
61. Salikvan Yaylası
Yusufeli İlçesi ile Arhavi İlçesi arasındaki zirvede bulunan bu yaylada her yıl Ağustos ayının 1'inci hafta sonu şenlik düzenlenmektedir.
62. Çavuşlu Köyü Cami
Borçka İlçesi, Çavuşlu Köyü’nde bulunan cami düz bir arazi üzerine inşa edilmiştir. Caminin giriş kapısı üzerinde olan kitabeye göre cami miladi 1860 yılında yapılmıştır. İki katlı olarak yapılan yapı dikdörtgen planlıdır. Giriş kapısına merdivenler vasıtasıyla ulaşılmaktadır. Caminin neredeyse tamamında ahşap malzeme kullanılmıştır. Mihrabı ahşaptandır ve oyma tekniğinde yapılmıştır. Caminin üzeri kırma çatıyla kapatılmıştır. Minaresi olmayan cami küçük ölçülerdedir.
63. Opiza Manastırı
Manastırın günümüze ulaşan kitabesi yoktur. Yazılı kaynaklardan edinilen bilgiye göre buradaki yapılar ilk kez, Ardanuç Kalesi’ni İberya Krallığı merkezi haline getiren Kral Vahtang Gorgaslan (449-499) tarafından kurulur. VII. yüzyılda Müslüman Arapların bölgeye yönelik akınları sırasında tahrip edilir. Daha sonra, Rahip Gripor Kanzda tarafından, Bagratlı Krallarından I. Aşot’un (786-830) yardımlarıyla yapı topluluğu yeniden onartılarak, XVI. yüzyıla kadar işlevini sürdürmüştür. Günümüzde oldukça harap bir halde olan manastır herhangi bir amaç için kullanılmamaktadır.
Köyün girişindeki meyilli arazinin düzeltilmesi sonucu elde edilen alan üzerinde kurulan manastır; kilise, şapel ve diğer yapılardan oluşmakta olup, zamanımıza oldukça harap bir vaziyette ulaşmıştır. Kilise manastırın odak noktasını oluşturmaktadır. Kilise serbest haç planlı olup, 24.80x10.40 metre dış ölçülere sahiptir. Kilise, yöredeki kiliseler içerisinde en fazla tahrip olmuşların başında gelmektedir. Kilisenin kuzey cephe duvarı, batı cephe duvarının bir bölümü, pastoforion odalarının bir kısmı haricinde tüm mimari elemanları yıkılmıştır. Bu yüzden mevcut kalıntılarla kilisenin cephelerini ayrıntılı bir şekilde tanımlayabilmek oldukça zordur. Ancak yapı ile ilgili literatüre geçmiş araştırmalar bize tanımlamada kolaylık sağlamaktadır. Şapel, kilisenin batı haç kolunun güneybatı cephesinde, bu kolun yarısı kadar ebatta, tek neften oluşmaktadır. Üç adet kapısı bulunmaktadır.Bu kapılarla narteks ve kilise ile irtibatlandırılmıştır. Şapelin doğusunda bulunan yuvarlak formlu apsis, dıştan düz cephe duvarıyla sınırlandırılmıştır. Güneydoğu ve doğu duvarlarında birer adet yuvarlak kemerli ve dışa doğru daralan, dikdörtgen formlu pencere açıklıkları yer almaktadır. Doğu-batı doğrultusunda, beşik tonoz örtüye sahiptir. Şapelde herhangi bir süslemesi günümüze ulaşamamıştır. Malzeme ve teknik açıdan kilise ile benzeşmektedir.
64. Otluca Köyü Deposu
Şavşat İlçesi, Otluca Köyü'nde bulunan mahsene ait kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanmamaktadır. Bu nedenle hangi tarihlerde yapıldığı bilinmemektedir. Moloz taş malzeme kullanılarak yapılan yapı depo ve mahsen olarak kullanılmak üzere yapılmıştır. Girişi yuvarlak kemerlidir. Girişten girildikten itibaren yaklaşık bir metre yüksekliğinde bir dehliz bulunmaktadır.
65. Salih Bey Cami - Çayağzı Cami
Çayağzı Camisi, Artvin merkeze bağlı Çayağzı (Korzul) Mahallesi’nde bulunmaktadır.1792 (Hicri 1207) yılında Livane (Artvin) sancak beylerinden biri olan Salih Bey tarafından yaptırılmıştır, bundan dolayı camiye Salih Bey Camisi de denir. 1980’li yıllarda onarılmıştır. Kitabesine göre cami, H:1207 (M:1792) tarihinde Livana sancak beylerinden Salih Bey tarafından yaptırılmıştır. Son cemaat yeri sonradan eklenmiştir. Yapı 1980’li yıllarda “Cami Yaptırma Derneği” tarafından restore edilmiş olup, günümüzde işlevini sürdürmektedir.
Öğretmen Okulu Sokak'ta yer alan yapı, bodrum katı üzerinde yükselmekte olup, kuzeyinde sonradan eklenmiş olan son cemaat yeri, kuzeybatı köşesinde minare, batı cephesinde yakın zamanda inşa edilen üç katlı betonarme Kuran Kursu binası, doğu yönünde ise şadırvanının yanı sıra kuzeybatı yönünde tarihi çeşmesi yer almaktadır. Cami, kareye yakın plana sahiptir. Yapının cepheleri oldukça sade tutulmuştur. Yapıya dıştan bakıldığında tarihi değeri olduğu anlaşılmakla birlikte, yapılan onarımlarla orijinal dokuya uyulmuş olsa da iç mekan hayli faklılaşmıştır.
66. Düzköy Vaniti Köprüsü
Kitabesi bulunmayan yapı, muhtemelen XVIII. yüzyılda inşa edilmiştir. Yapı, Borçka-Hopa karayolu kenarında, Hopa yönünden gelen derenin üzerinde bulunmaktadır. Tek kemerli ve yolunun düz olduğu köprüler grubundandır. Yanında bulunan Han Köprüsü ile birleşik durumdadır. İki köprü toplam 33 metre uzunluğunda 2.9 metre enindedir. Köprü gözü iki kademeli yuvarlak kemerle belirlenmiştir. Kemerinde, düzgün kesme taş, tempan duvarlarında moloz taş kullanılmıştır. Köprünün korkuluk duvarları bulunmamaktadır.
67. Okumuşlar Köyü Sit Alanı
Eski adı Boselt olan Okumuşlar Köyü, Artvin merkezine bağlı bir köydür. Köyde bir adet kale ve bir adet kilise bulunmaktadır. Şarbiyet Şehri denen eski bir şehir kalıntısı vardır. Burası Artvin merkezde Ağıllar ve Okumuşlar köyü arasında bir mezrada yine yöre halkının bulduğumuz manastır topluluğudur. Manastır yemekhane, bir kilise kalıntısı, iki şapel ve daha kazı yapılmadıkça ortaya çıkarılamayacak çok sayıda yapı kalıntıları vardır. Yakınında Boselt ve Ustemel adı verilen biri kale diğeri gözetleme kulesi bulunmaktadır.
Sit alanına 1996 yılında tescil işlemi yapılmıştır. 1999 yılına kadar bu bölgede ve yakınındaki Şakurada tekrar araştırma çalışmaları yapılmıştır. Sonuçta yapı dönemi 3. dönem olarak saptanabilmiştir. En erken yapı dönemi de 9. yüzyılın ortaları ya da ikinci yarısı denebilir. Böylece 1951 tarihli Grıgolhauslao’ın el yazmasında adı geçen manastırın dönemine uymaktadır. Ayrıca konumu, plan tipi, yapım özellikler, duvar tekniği bütün bu mimari verilerde o dönemi bize vermektedir. Bu nedenle bu yapıyı; o dönemin ismine bakarak, Şarbet, Şarbiyet şehrini de düşünerek buranın yüzyılı aşkın bir süredir aranan Şatberdi Manastırı olabileceği düşünülmektedir.
68. Esbeki Manastır Kompleksi
Artvin, Yusufeli, Darıca Köyü, Havuzlu Mahallesi, Esbeki Kalesi'nin batısında yer almaktadır. Manastır, Kilise, Şapel, gözetleme kulesinden oluşmaktadır. Etrafı surlarla çevrelenmiştir. Manastırın günümüze ulaşan kitabesi bulunmamaktadır. Üç nefli bazilikal planlı manastır kilisesinin örtü sistemi dışında kalan kısımları ayaktadır. Yapı yöredeki kiliseler içerisinde en fazla tahrip görenlerin başında gelmektedir. Apsis içerisinde freskolara rastlanmaktadır. Duvarlar büyük boyutlu, kaba yontulmuş taşlarla örülmüş, arada ince harç kullanılmıştır. Bu yapı tekniği ile kilise 9. yüzyıla tarihlenmektedir.
Kilisenin güneyinde tek nefli, iki katlı mezar şapeli bulunmaktadır. Doğu batı doğrultusunda beşik tonoz örtüye sahiptir. Dıştan tuğla kaplıdır. Doğu ve batı duvarlarında birer adet mazgal pencere açıklıkları yer almaktadır. Kuzeyde ve batıda farklı dönemlere ait sur duvarları, gözetleme kulesi, tek nefli şapel manastırın diğer yapılarıdır. Günümüze mezar şapeli dışında oldukça harap bir şekilde ulaşmıştır.
69. Ulukent Köyü Cami
Kitabesi bulunmayan yapı, kayıtlara göre XIX. yüzyılın başlarında inşa edilmiştir. 1896 tarihinde son cemaat yeri eklenmiştir. Orijinalde ahşap olan minaresi rüzgarla yıkılarak, günümüzde taş minare yeniden inşa edilmiştir. Güneyden kuzeye doğru meyilli bir alan üzerinde bulunan cami, yüksekçe bir kaide üzerinde oluşturulmuş olup, kuzeyinde 3.50 metre genişliğinde son cemaat yeri, kuzeydoğusunda minaresi ile birlikte asıl mekan dıştan 12.25 X10.60 metre ölçülerinde kareye yakın dikdörtgen plana sahiptir. Ana mekan ve son cemaat yerinin bu yöndeki yüzeylerinden oluşan doğu cephesinin eksenden kuzeye kayan kısmında dışa taşıntı yapan minare kaidesi ve gövdesi yükselmektedir.
Arazi durumundan her iki mekanın alt seviyelerinde hiçbir pencere bulunmamaktadır. Üst seviyede ise her iki bölümün ikişer penceresi yer almaktadır. Cephe üstten dışa taşırılmış düz ahşap saçakla sonlanmaktadır. Güney cephenin yüzeyinde ise iki sıradan oluşan ve simetrik olarak yerleştirilmeyen altta dört, üstte iki pencere yer almaktadır. Alttakiler üsttekilere göre büyük tutulmuş ve demir korkuluklara sahiptir. Pencerelerin tümü dikdörtgen formludur. Zemine oturtulan cephe tabanı üstten doğu cephesine olduğu gibi düz saçaklıdır. Kapı, pencere ve mihrapta düzgün kesme taş kullanılmışken iç mekanın duvarları tümüyle sıvanarak kaplandığından buranın malzemesi anlaşılmamaktadır. Geri kalan kısımlarda iyi işçilikli ahşap malzeme görülmektedir. Çatıda alaturka kiremit kullanılmıştır. Kısmı onarımlar geçiren yapı günümüzde ibadete açık durumdadır.
70. Sateve Yaylası
Şavşat İlçesi Meydancık Beldesi'ne bağlı yaylada her yıl Temmuz ayının 2. hafta sonu Gevrek Festivali düzenlenmektedir.
71. Küre Şehitliği
Şehitlik, 1914 yılında Birinci Dünya savaşı sırasında şehit düşen Teğmen Mehmet Rüştü Bey ile Aki AKAN, Hasan VANOĞLU ve Muhammet adlı er için yapılmıştır.
72. Musazade Mahallesi Cami
Sahil yakınındaki düz bir meydan üzerinde yer alan caminin kuzeyinde son cemaat yeri, kuzeybatıda minaresi ve iki kapısı bulunmakta olup, dıştan 22.50 X 16.50 m. ölçülerinde dikdörtgen plana sahiptir. Doğu cephesi, ana mekan ve son cemaat yerinin bu yüzeylerinden oluşmaktadır. Ana mekan yüzeyinde alttakileri büyük tutulmuş iki sıra pervazlı, düz atkı kemerli ve dikdörtgen formlu toplam oniki pencere bulunmaktadır. Ancak cephenin kuzey bölümünü orta seviyeye kadar kapatan son cemaat yerine ait kanat, bu kısımda bulunan dört pencereyi kapatmıştır. Cephe tabanı betonla korunurken, üstü dışa taşıntı yapan içbükey ahşap saçakla sonlanmaktadır. Güney cephenin kuzeyinde de iki sıradan oluşan altı üstü simetrik olarak yerleştirilen, doğu cephesinde izlediğimiz tipte toplam sekiz pencere yer almaktadır. Diğer yönden tümüyle doğu cephesine benzemektedir. Batı cephesi ise yine doğu cephesinde olduğu gibi cephenin kuzey kısmında minareye kadar devam eden son cemaat yerinin bu yöndeki kanadı bulunmaktadır. Cephenin eksenden kuzeye kayan kısmında orijinal kapısı, kapının kuzey yanında minareye ait kaide bulunmaktadır. Tarihi değeri bulunmayan minare düzgün kesme taştan inşa edilmiş olup, cepheden dışa taşıntı yapan beşgen kaide üzerine silindirik gövdeli ve tek şerefelidir. Son cemaat yeri tek pahlı, ana mekan ise kırma çatıyla örtülmüştür. Caminin kapılarında düzgün kesme taş ve mermer kullanılmıştır. Geri kalan tüm elemanlar iyi işçilikli ahşap malzemeye sahiptir. Son cemaat yeri tuğla malzemeyle inşa edilmiştir.
73. Camili Köyü Camisi
Borçka İlçesi’ne 22 km uzaklıkta bulunan Camili Köyü Camisi, Gürcüce Macahel Bölgesi olarak adlandırılan Camili Köyü’nde bulunmaktadır.
Yapı üzerinde kitabesi bulunmadığından kesin yapım tarihi bilinmemekte olup, Osmanlı padişahı II. Mahmud döneminde 1819 yılında Batum vilayetinin Macahel kazasındaki Camili Köyü Camisi için yazılan bir imam-hatip görevlendirme beratından yapılış tarihi ile ilgili yaklaşık bilgilere ulaşılmıştır. Bu berat bilgilerinden caminin yapılış tarihinin 1819’dan önce olduğu anlaşılmaktadır. Yöre halkından edinilen bilgilere göre 1855 yılında meydana gelen bir çığ felaketinden sonra cami yıkılmış ve köy halkı tarafından yeniden inşa edilmiştir. Yapı 21.10.2005 yılında Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından tescillenmiştir, 2018 yılında ise restore edilmiştir.
74. Maden Köyü
Eski adı Bazgiret olan Maden Köyü, Artvin Şavşat ilçesi'ne bağlıdır. Kesin olarak bilinmemekle birlikte, Bazgiret adının vadideki bitki örtüsünden esinlenerek verildiği tahmin edilmektedir.
Maden Köyü, Gürcistan'ı oluşturan bölgelerden biri olan İmerhevi'de yer alır. İmerhevi bölgesi bazen ayrı tarihsel bir bölge, bazen de Şavşeti bölgesinin bir parçası sayılmıştır. Osmanlılar bu bölgeyi 16. yüzyılın ortalarında Gürcülerden almıştır Köyün sınırları içinde bulunan Bazgireti Kilisesi o dönemde inşa edildiği düşünülür. Kilisesi, köyün batısında, deniz seviyesinden 2430 metre yükseklikte bulunmaktadır. Büyük ölçüde yıkık olan yapının kalıntıları da günümüze ulaşmıştır. Bazgireti Kilisesi, bulunduğu yerin adından dolayı Sazgireli Kilisesi olarak da bilinir.
75. Kemalpaşa Plajı
Kemalpaşa Plajı, Artvin'in Kemalpaşa ilçesindedir. 2 kilometrelik plajı bulunan Kemalpaşa, Doğu Karadeniz Bölgesi'nin en güzel plajlarından birine sahip olması nedeniyle bir çekim merkezi konumundadır.
ARTVİN'DE NE YENİR - İÇİLİR?